6 Şubat depremlerinin bıraktığı derin acıyı, kayıpları ve hayatını kaybedenler için “Hüzün Yıldönümü” ile deprem anındaki çaresizliği, sevdiklerine tutunma çabasını ve yıkımın ardından gelen acılar.
HÜZÜNLÜ YILDÖNÜMÜ
Aylardan Şubat yeni çıktı Zemheri
Toz bulutu kaplamıştı her yeri
Feryad ü figan birbirine karıştı
Adeta yaşıyordu insan mahşeri.
Kaçmak ne mümkün o sahnelerden
Film şeridi gibi geçer göz önümden
Geliyordip dalgalarderinlerden
Ayrılıyor canlar bedenlerinden.
Evlatlarıma sarılmıştım sıkıca
Korkmayın geçecek biraz sonra
Avutmuştum onları aklımca
İşte yine düştü şimdi yâdıma.
Lakin bitecek gibi değil zelzele
Saniyeler ne uzun bitmezcesine
Yeter artık dursun deprem desek de
Dinmez oldu çektiğimiz şu çile.
Anladım imtihanımbu olmalı
Onca emek onca birikim yandı
Nefsim sürüklendi dünyaya daldı
Bir depremle yer yerinden oynadı.
Odalara sığmazdık ol zamanlarda
Neler neler düzülürdü masalarda
Kalan faniler toplandık bir sofrada
Ne bulduysak yedik deprem sabahında.
Gördüm ki hepsi yalan, hayat boş
Yediğin değil yedirdiğin sana hoş
Vaktin varken durma hayra koş
Şu yalan dünya etmesin sarhoş.
Sen sen ol haddini bil İhsani!
Tadacaksın sen de bir gün eceli
Gidenler gelmiyor nerede hani?
Her şey fani, O’dur en büyük Bâki.